Şimdiki Üsküp şehrinin kuzeyinde yer alan Tauresium kasabasında doğan Doğu Roma İmparatoru Justinianus, çeşitli imparatorların önemli yasalarının ve eski hukuk kaynaklarının sistemleştirilip, bir düzen içinde yayımlanmasını sağlamak için büyük çaba harcamış ve çalışmalar yaptırmıştır. Justinianus’un hazırlattığı Institutiones’in önsözü, onun “hukuka hevesli gençlere (cupidae legum iuventuti)” hitabı ile başlamaktadır.
İmparator Justinianus, Corpus Iuris derlemesinin, Institutiones ile tamamlanmasını takiben İstanbul Hukuk Okulu’nun 533 ders yılı açılış konuşmasında, hukuk öğrencileri ve öğretim üyelerine “Hukuk eğitimine istekli bu kadar genç öğrenci görmek ne güzel!” ifadeleri ile seslenerek sözlerine başlamıştır. İstanbul Hukuk okulunun dahil olduğu zamanın Pandidacterion adlı üniversitesi, II. Thedosius tarafından 425 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Bazı kaynaklarda kurulduğu yerin bu gün İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin yer aldığı Beyazıt Laleli arasındaki forum Theodosius adlı alanda yapılan kompleksler olduğu ifade edilmektedir. Pandidacterion’un en itibarlı fakültesi, hukuk okuludur. Zira devlette önemli makamlara gelebilmek için bu okulun bitirilmesi şarttı. Justinianus’un da açılış konuşmasını tüm üniversiteye değil sadece Hukuk Okulu öğrencileri ve öğretim üyelerine yapması, buraya verilen büyük önemin göstergesidir. (PUGSLEY, David; Justinianus’un İstanbul Hukuk Okulu Açılış Konuşması (Ön Bilgi ve Çeviren; ÖZ, Turgut), İstanbul, 2019, s. 8 vd.)
Hukuk, tüm dünyada en eski çağlardan beri en önemli bilim ve meslek alanlarından biridir. Özel önemine binaen eğitimi en zor alanlardan biri olduğu ve olması gerektiği ifade edilmelidir. Bu kapsamda, hukuk eğitimi veren fakültelerin kalitesinin çok önemli olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Öyle ki bu gün dünyada bazı barolara kabul edilirken veya iş başvuruları değerlendirilirken, adayın hangi hukuk fakültesinden mezun olduğu kriterlerin başında gelir. Hukuk eğitimi, hukuk fakültelerinde başlamakla birlikte, hukukçunun yaşamının sonuna kadar devam eden zorlu bir yoldur. Değişiklikleri ve günceli takip etmeyen bir hukukçu, en iyi hukuk fakültesini en iyi derece ile bitirmiş olsa dahi, eskimeye ve zamana yenilmeye mahkumdur. Zira hukuk yaşamı nasıl şekillendiriyorsa, yaşam da hukuku şekillendirir. Hukukçu, aslında bir meslek değil, bir yaşam şekli ve her zaman çok çalışmayı gerektirecek ayrıcalıklı ve saygın bir dal seçmiştir.
Genç olan ve genç kalan tüm hukukçulara büyük yarar sağlayacak son derece yaratıcı ve özgün bir proje olan “Genç Hukukçuya e-Postalar” platformunun mimarı, kıymetli dostum Dr. Ayça AKKAYAN YILDIRIM’ı içtenlikle kutluyorum. Hukuka hevesli gençleri ve mesleki paylaşımları bu platform vasıtasıyla izlemek benim için de çok güzel bir deneyim olacak.
2 Yorum
Hukuk eğitimi veren fakültelerinin kaliteli olması gerekliliğine rağmen maalesef ülkemizde bu kalite zaman içerisinde azaldığı gibi kaliteli olması amacı dahi taşımayan apartman üniversitelerinin sayıları gün geçtikçe artmaktadır.
Çok teşekkürler. Değerli hocalarımız ve kıymetli üstadların öncülüğünde “hukukçu” olabilmek ümidiyle… İyi ki varsınız.