5 Ağustos 2020 Çarşamba
Kimden: AYÇA AKKAYAN YILDIRIM & ÜLKÜ FATMA DÖNMEZER UÇANBAŞ
Tarih : 5 Ağustos 2020
Kime : Genç Hukukçu
Konu : KIDEMLİ BİR IN-HOUSE AVUKAT İLE SÖYLEŞİ

Bu söyleşinin konuğu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1993-97 döneminden sınıf arkadaşım ve sevgili dostum Av. Ülkü Fatma Dönmezer Uçanbaş’a, in-house avukatlık ile ilgili sorularımı yanıtladığı için içtenlikle teşekkür ederim. Ayça Akkayan Yıldırım

Hangi pozisyonda ve ne kadar süredir çalışıyorsunuz?

Bir Holdingin Hukuk Direktörlüğü’nde Avukat olarak yaklaşık yirmi yıldır çalışmaktayım.

Şirketlerin hukuk birimlerinde genellikle nasıl bir iç yapılanma oluyor?

Şirketlerin hukuk birimlerinde iç yapılanma genellikle şu şekilde gerçekleşmektedir: Bir yönetici avukat (genellikle Hukuk Müşaviri olarak adlandırılabilir), yapısal olarak ona bağlı şekilde çalışan birden fazla eşit konumda avukat ve zaman zaman stajyer avukatlar yer almaktadır.

İç hukuk birimlerinin şirketin finansal birimleri ile birlikte çalışmaları söz konusu mu? Nasıl?

İç hukuk birimlerinin şirket içi pek çok birimle bağlantılı çalışmaları olabildiği gibi elbette finansal birimlerle de birlikte çalışmaları söz konusu olabilmektedir. İş birliği halinde çalışma daha ziyade, yönetim kurulu kararlarının hazırlığı sürecinde, genel kurul süreçlerinde, şirketin finansal kaynak kullanımındaki süreçlerin yönetiminde, birleşme-devralma süreçlerinin takibinde, şirketlerin varlık edinimi süreçlerinde kendisini gösterebilmektedir.

In-house avukatın finansal anlamda bilgi ve birikim sahibi olması ne derece önemli?

In house bir avukatın özellikle yukarıda sayılan işler kapsamında asgari finansal okur yazarlık düzeyinde bilgi sahibi olması beklenmektedir. Şirket faaliyet raporlarının incelenmesi, değerlendirilmesi noktasında da genel bilgi birikimi aranmaktadır.

Hangi hukuk alanlarında mesleki faaliyet gösteriyorsunuz?

Mesleki faaliyetlerim daha çok iş hukuku süreçlerinin ve davalarının yönetimi, şirketler hukuku, fikri mülkiyet, sözleşme yönetimi ve gerekli görülen alanlarda hukuki danışmanlık hizmetlerinin verilmesi, bazı yönetim kurulu kararlarının hazırlanması ve süreç takibi şeklinde gerçekleşmektedir. Yaklaşık on yıldır patronlarımızın kurucusu bulundukları Vakfın genel sekreteryasını yürütüyorum ayrıca şirketler grubumuzda faaliyet gösteren “etik ve uyum sorumluları” toplantılarının genel sekretarya faaliyetini yürütmekteyim.

Tipik bir iş gününüzü kısaca anlatabilir misiniz?

Tipik bir iş gününde saat 08.00 itibariyle çalışmaya başlarız. Eğer o gün duruşma varsa öncelikle duruşma planlaması yapılır; duruşma ile ilgili hazırlıklar, dilekçeler zaten daha evvelden tamamlanmış olur. Duruşma yoksa ofis içi işler planlanır, toplantı vs. olacak mı? Bu seçeneklere göre sözleşme incelemeleri yapılır, yazılı-sözlü olarak danışılan konularla ilgili Müvekkil Firmalara destek olunur. İşler aciliyet durumuna göre sıralanır, hazırlanacak hukuki metinler, dilekçeler üzerine yoğunlaşılır. Gerekli süreç takipleri gerçekleştirilir.

İşiniz ile ilgili olarak en sevdiğiniz kısım nedir?

İşimin kendisini seviyorum, bunun hayatta büyük bir şans olduğuna inananlardanım. Ortaokul sıralarından itibaren hukukçu olmak, özellikle de avukatlık benim hayalimdi. Adaletin sağlanmasına katkıda bulunmak, insanları hakları ile ilgili aydınlatmak isterdim, çok şanslıyım ki sevdiğim işi yapıyorum.

Hukuk çok sevilmeden çalışılabilecek bir alan değil, gerçekten özverili ve düzenli çalışmayı gerektiriyor. Gelişmeleri, yenilikleri bir müddet takip edemezseniz etrafınızdaki mesleki dünyanın çok hızlı değişmiş olduğunu görebilirsiniz.

İşimde özellikle serbestçe çalışabildiğim ve yaratıcılığımı kullanabildiğim alanlar ve bunların desteklenmesi benim için mesleki açıdan doyurucu olmaktadır.

İşiniz ile ilgili olarak en az sevdiğiniz kısım nedir?

İşimle ilgili en az sevdiğim kısım, işin tamamı üzerinde her zaman hakimiyet kurulamaması, özellikle yargı süreçlerinde tüm aşamaların sonuçlarının öngörülememesi, kesin ve net olarak bilinememesidir.

Etki ve sonuçlarından ötürü özel olarak önem verdiğiniz örnek bir dava var mı?

Takip ettiğim tüm davalar benim için özel ve değerli. Müvekkil veya dava ile kendimi bağdaştırmamaya özen gösteriyorum zira bunun yapılacak işin kalitesini olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum.

Örnek dava olarak tek bir örnek vermek biraz güç. Ancak özellikle zorlandığımız, kazanılma olasılığının matematiksel olarak düşük görünebildiği davalarda, emeğimizin, çabamızın karşılığı olarak lehe karar alabildiğimizde paha biçilmez bir mutluluk yaşıyoruz.

Zorlu bir hukuki sorun ya da dava söz konusu olduğunda nasıl bir hazırlık süreci izliyorsunuz?

Zorlu bir hukuki sorun olduğunda fazla özgüvenli davranmamak asıl nokta bence.

Akıl akıldan üstündür, uygun zamanda istişare her zaman tercih edilmelidir. Emek harcanan işin son rötuşunun işi yapan tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğine inanmakla birlikte, bu aşama öncesi geçecek süreçteki yardımlaşmanın, yaratıcı, olumlu, gerçekten öze dair katkı sağlayan eleştirilerin önemine de dikkat çekmek istiyorum. Konfüçyüs’ün dediği gibi: “Çok kişiyle konuş, az kişiyle düşün, tek başına karar al”

Bu doğrultuda, uzmanlık alanımızın dışında kalan veya özel uzmanlık gerektiren alanlarda dış destek alabiliyoruz, bunun haricinde kendi içimizde çözebileceğimize inandığımız çetrefil konularda da gerek duyulduğunda aynı bölümde çalışan arkadaşlar olarak birbirimizin görüşünü almaya gayret ediyoruz.

Dışardan hukuki servis alıyor musunuz? Alıyorsanız ne tarz bir yapılanma çerçevesinde ve hangi tür işlerde?

Bir önceki soruda değindiğim gibi, uzmanlık alanımızın dışında kalan veya özel uzmanlık gerektiren alanlarda dış destek alabiliyoruz. Dış destek bazen de il dışındaki işlerde dava ve süreç takibi için gerekli olabilmektedir. Tüm bu durumlarda da süreçler bizlerin eşgüdümü ile yürütülmektedir.

Yabancı dil yeterliliği in-house avukatların mesleki faaliyetleri bakımından ne derecede önemli?

Yabancı dil yeterliliği, özellikle yabancı ortaklı firmalarda veya asıl faaliyetleri yurt dışında olan firmalarda çalışan in-house avukat bakımından hayati önem taşımakta. Bunun haricinde de gerek toplantı süreçlerinde gerekse ilgili belgelerin hazırlanmasında yabancı dil hakimiyeti önemli rol oynayabilmektedir.

Çalışma ortamınızı ve kurumsallık kültürünü nasıl tanımlarsınız?

Çalışma ortamımız pek çok firmanın ortamı ile benzerlik taşımakta, yapılanma, çalışma saatleri ve şartları bakımından fazla farklılık göstermemektedir. Avukatlar, bölüm sekreteri, ofis dışında yapılması gereken bazı işlerimizde destek olacak bir arkadaşımız şeklinde yapılanma mevcuttur. Kurumsallığı kültür olarak benimsediğimizi ve uyguladığımızı söylemeliyim.

Kurumsal olarak meslek içi eğitim ve gelişime yönelik girişimler var mı? Neler?

Kurumsal olarak meslek içi eğitimler desteklenmektedir. Gerek meslek kuruluşlarının gerekse üniversitelerin ve sair kuruluşların vermekte olduğu daha ziyade sertifikalı online veya yüz yüze eğitimlere, yaptığımız veya yapmayı planladığımız işlerle bağlantılı olarak, düzenli şekilde katılmaya çalışıyoruz.

Meslek ile ilgili olarak keşke in-house avukat olmadan önce bilseydim dediğiniz ne/neler var?

Açıkçası keşke in-house olmadan bilseydim dediğim pek bir şey yok, çünkü ben staj dönemimi saymazsam hep in-house olarak çalıştım bu nedenle belki farklı çalışma sahalarından gelen arkadaşların alışmakta zamana ihtiyaç duyacakları konularda biraz çekirdekten yetiştim diyebilirim. Bunun da avantajlarını yaşadım.

In-house avukatlık pozisyonlarını düşünmek için uygun zamanlama sizce nasıl olmalı?

Bence yeni mezun bir avukatın ilk önce adliye stajını hakkıyla tamamlaması sonra da avukatlık bürosunda zorunlu staj sonrasında da bir müddet çalışması çok faydalı olacaktır. Malum, staj süremiz sadece 1 yıl; avukatlığın gerçekten öğrenildiği, müvekkil ile nasıl iletişim kurulabileceğinin, bir hukuk bürosunun nasıl yönetilebileceğinin asıl öğrenileceği mekanlar avukatlık büroları. Hangi büyüklükte olursa olsun, herhangi bir büroda tecrübe edindikten sonra in-house avukatlığa geçişin daha verimli olacağını düşünüyorum.

Şirketlerin hukuk birimlerinde işe yeni başlayacak genç avukatların önündeki imkanlar neler?

Şirketlerin hukuk birimlerinde genç arkadaşlarımıza yaz stajı imkanları tanınmaktadır ki doğru değerlendirildiğinde çok faydası görülecektir. Bunun dışında şirketler eğitim bakımından da avukatların kendilerini mesleki açıdan geliştirebilmeleri için çeşitli imkanlar sunmaktadır.

In-house avukat olarak mesleki faaliyet göstermeyi planlayan hukuk öğrencilerine kariyer tavsiyeleriniz neler?

Öncelikle yabancı dil konusuna çok önem vermelerini öneririm. Zira meslek yaşamında bir veya daha fazla dili profesyonel düzeyde kullanabiliyor olmanın değeri büyük. Bunun haricinde uzmanlaşmanın önemi gitgide artmakta. In house da olsalar mutlaka bir veya birkaç alan seçerek hem eğitim hem de pratik ile kendilerini geliştirerek farklılaştırabilirler. İlk etapta aklıma gelenler, fikri mülkiyet, bilişim hukuku, rekabet hukuku, enerji hukuku, kişisel verilerin korunması alanları olmakla beraber, malum hukuk çok dinamik bir alan ve herkesin üzerinde çalışmadığı, yakın gelecekte geçerli olacak alanların tespiti ile bu konularda bilgilerin zenginleştirilmesi de katkı sağlayacaktır. Üniversitelerdeki bazı seçmeli dersler bu konuda ufuk açıcı olabilir.

Kişisel tavsiyeme gelince: Hayatta her zaman gelişmeler istediğimiz gibi olamıyor. Sidney Poyntz’un sevdiğim bir sözü var: “Bir insana güç veren zaferleri değildir, yaşamdaki yenilgileridir.” Bir işi ilk denemede yapamamaktan korkmamak lazım.

In-house avukat olarak işe alımlarda adaylar değerlendirilirken sizce aşağıdaki faktörlerden hangileri, ne derece etkili oluyor?

• Lisans not ortalaması
• Lisans üstü eğitim yapmış olmak
• Kurum kültürüne uygun olmak
• Mesleki tecrübe
• Yabancı dil yeterliliği
• Referans
• Çalışma etiği
• Mesleki heves

Her meslekte olduğu gibi hukuk alanında da mezun sayısının artması ile birlikte piyasanın seçicilik eğilimi de artmaktadır. Bundan kırk sene önce lise mezunları banka müdürü olabiliyordu. Bundan yirmi beş sene önce iyi bir devlet üniversitesi diploması bütün kapıları açıyordu. Ancak şimdi bu durum değişmeye başladı. Piyasa iyiyi, hatta daha iyiyi aramaktadır. Lisans ortalaması bazı şirketlerde değerlendirilmektedir. Lisans üstü eğitim bir zorunluluk olmamakla birlikte, adayların tercih edilme sebebi olabilmektedir. Kurum kültürüne uygunluk elbette çok önemli ama bu biraz zaman içinde değerlendirilebilmekte. Yabancı dil yeterliliği özellikle çok uluslu firmalarda çok önemli bir özellik kabul ediliyor. Referans, talep edilen bir husus. Çalışma etiği ve mesleki heves de zamanla anlaşılabilen özellikler ve işe ilk girişte olmasa da, zaman içinde gelinebilecek konumlarda önem taşımaktadır.

Pandeminin mesleki anlamda in-house avukatlar için yaratabileceği yeni imkanlar ve getirebileceği yeni riskler sizce neler?

Pandemi sürecinde pek çok firma ve hukuk bürosu evden çalışma metoduna başvurdu, halen de dönüşümlü olarak evden çalışmalar devam etmektedir. Bu farklı çalışma şekli meslektaşların kendilerini geliştirmeleri bakımından fırsat yarattı, en azından yollarda harcanmayan zamanlar gelişim için kullanılabildi, bu şekilde imkân doğdu denilebilir.

Aslında herhangi bir risk öngörmüyorum zira uzaktan da olsa işlerin modern imkanlar kullanılarak hukukçular tarafından aksamadan ifası söz konusu olmaktadır.

Pandemi sonrasında in-house çalışma şartları ve tarzı kalıcı şekilde etkilenecek mi? Nasıl bir yakın gelecek öngörüyorsunuz?

Pandemi sonrasını net şekilde öngörmek en azından benim için şu an çok mümkün görünmüyor; bir sürecin içindeyiz ve neler olduğunu süreç bittiğinde çok daha net anlayabileceğiz.

Çalışma şartlarının etkilenmesi uzaktan çalışma yönünden düşünülürse bazı şirketlerin karşılıklı anlaşma ile, en azından dönemsel olarak bu yönde imkân sunabileceğini düşünüyorum.

2 Yorum

  1. Haşim dedi ki:

    Meslektaşım ve mesai arkadaşım konuyu çok güzel anlatmış. Kendisine teşekkür ederiz.

  2. Selim dedi ki:

    Özellikle, inhouse avukatlık için uygun zamanlama sorusuna verilen cevap, çok kişiyle konuş az kişiyle düşün ve tek başına karar al sözü ve sorunlu hukuki problemlerde özgüvenli davranmamak yorumu kısa meslek hayatımda karşılaştığım durumlardır. Meslek hayatımın devamında da inhouse tarzı avukatlık düşündüğüm için faydalı bir söyleşi olduğu kanaatindeyim. Başta Ayça Hocamız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.