5 Mayıs 2020 Salı
Kimden: ATİLLA KASAP
Tarih : 5 Mayıs 2020
Kime : Genç Hukukçu
Konu : YURT DIŞINDA LİSANSÜSTÜ ÖĞRENİM ÖNCESİ YABANCI DİL YETERLİLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ

Yurt dışında eğitim almak, yaşamak ve dünyayı görmek birçok üniversite öğrencisinin hayalidir. Ben de henüz hukuk fakültesinde öğrenciyken küreselleşen dünyada dil bilen bir hukukçu olmanın bana birçok fırsat sağlayacağının farkındaydım. Ancak bunu yapabilmek için önümdeki ilk engel üniversitelerin şart koyduğu IELTS ve TOEFL sınavlarıydı. Halihazırda ABD’de hukuk doktoru adayı olarak kendi hikayemi ve gözlemlerimi paylaşacağım bu yazı serisinin ilk bölümünü dil eğitimine ayıracağım. İlk adımı atmak yolun yarısıdır sözü her ne kadar klişe olsa da benim için başvurular için gerekli dil puanını almak eğitim sürecimin en zorlu adımlarından birisiydi.

NEREDEN BAŞLAMALIYIM? YDS, IELTS VE TOEFL

Öncelikle yurtdışında lisansüstü öğrenim görmeyi düşünenler için yurtiçinde yapılan YDS gibi sınavların, IELTS ve TOEFL sınavları açısından bir temel işlevi görüp görmeyeceği konusunda tecrübelerimi paylaşmak isterim. Yurtiçindeki yüksek lisans programlarına başvurmak için YDS sınavına hazırlanıp başvuru şartlarını sağlayabilecek vasat bir puan almıştım. YDS sınavı salt okuma ve dil bilgisi kuralları ağırlıklı bir sınavdı. IELTS ve TOEFL ise okumanın yanı sıra dinleme, yazma ve konuşma becerilerinizi ve sizi yurtdışındaki üniversitelerde eğitim alırken dili yeterli derecede kullanabildiğinizi kapsamlı bir şekilde ölçüyor. Bu nedenle yurtdışında eğitim almayı düşünen hukukçu ve hukukçu adaylarının YDS sınavı ile başlangıç yapmalarının isabetli olmayacağı söylenebilir.

Benim IELTS sınavı almaya karar vermem ve buna yönelik çalışmalara başlamam uygun bir zamana denk gelmedi. Zira şu anda içinde bulunduğum 1416 sayılı Kanuna tabi bursiyer statüsünü askerlik vazifemin ilk aylarında kazandığımı öğrendim ve bu durumdan dolayı hakkım olan yurt içi dil kursuna başlayamadım. İşte bu rehbersiz dönemimde ilk yanlışımı yaptım. YDS sınavından kalma alışkanlığımla, IELTS sınavı için de dil bilgisi kurallarını çok iyi öğrenmek hedefiyle yola çıktım. Ancak çalışan ve dolayısıyla yeteri kadar zamanı olmayan insanlar için bu yol zaman alan ve daha da önemlisi sınavda size yeterli puanı aldıracak bir tercih değil. Nitekim benim bakımımdan da öyle oldu ve aldığım ilk IELTS sınavında okuma bölümü hariç ihtiyacım olan puanın — ortalama 7.0 ve writing 7.0— altında kalan bir puan aldım.

İlk hayal kırıklığının sebebi muhakkak ki Türkiye’deki eğitim sisteminden gelmek ve yeni bir sisteme adapte olmaya çalışmaktı. Bir dile hakim olmayı dil bilgisi kurallarını çok iyi bilmek ve tercihen o dili ana dili olan insanların aksanında konuşabilmek gibi yüksek bir çıtaya koyuyoruz. Bu yalnız bize özgü bir durum değil. Örneğin yurt dışındaki dil okulunda bir Alman öğrencinin dil bilgisi kuralı öğrenmek istiyorum diye çırpınışlarına da şahit olmuştum. Halbuki, IELTS ve TOEFL sınavlarının da diğer sınavlar gibi kendi içinde dinamikleri var ve sizden mükemmeli istemiyor. Benim açımdan bu sınavları iyi analiz etmek ve ne istendiğini iyi kavramak yeterli puanı alma sürecini kısaltan bir dönüm noktası oldu.

IELTS sınavı özelinde konuşmak gerekirse; bu sınavı yapan Cambridge Üniversitesi yayınlarından çıkan internette veya basılı olarak bulabileceğiniz kaynaklardaki denemelere ve egzersizlere yoğunlaştım. Bu yayınlarda karşılaştığınız cümle kalıplarını ve kelimeleri kullanmak, zaman tutarak bunu bir egzersiz halinde yapmak sınava sizi iyi bir şekilde hazırlayacaktır. Yazma ve konuşma bölümünde olabildiğince tavsiye edilen kalıpların dışına çıkıp farklı kalıplar ve kelimeler kullanmak bu bölümlerde alacağınız puanları arttıracaktır. Konuşma bölümü için dizi ve filmlerde kullanılan günlük konuşma kalıpları oldukça yararlıydı. Tamamını anlamasanız bile bir yabancı dile maruz kalmak için İngilizce podcast dinlemek dinlediğinizi anlamada yol katetmenizi sağlayacaktır. Bir bebek nasıl dili taklit ederek öğrenmeye başlıyorsa, biz yetişkinlerde de bu süreç dile maruz kalmakla başlıyor. Okuma bölümü için ise günlük gazete, makale, dergi ve internet kaynakları yeni kelime ve kalıplar keşfetmek için oldukça değerli. Bu keşiflerinizi teyit etmek ve cümle içinde nasıl kullanıldıklarını öğrenmek amacıyla IELTS için Cambridge veya Oxford TOEFL için ise Macmillan sözlüklerine bakmak yararlı olacaktır.

YURTDIŞI DİL KURSLARI

Bu hususta gittiğim ve üç buçuk ay bulunduğum yurtdışı yabancı dil kurslarından da bahsetmek isterim. Bu dil kursları yarı turizm yarı eğitim işlevi gören ve genellikle maddi saiklerle yönetilen kurumlardır. Şüphesiz bu dil okullarında iyi hocalara denk gelip istediği puanı kısa sürede almayı başaran öğrenciler olabilir. Ayrıca yurtdışında ana dili İngilizce olan insanlarla anlaşabilmek ve derdinizi anlatabilmek özgüveninizi arttıracak ve yüksek lisans eğitimi için alışma sürecini kısaltabilecektir. Ancak eğer o ülkede konaklama imkanı sunacak bir yakınınız veya masraflarınızı karşılayacak bir bursunuz yoksa bu dil okullarının size IELTS veya TOEFL açısından performans/yarar dengesi göz önüne alındığında çok yararlı olacağını düşünmüyorum. Bunun yerine dijitalleşmeyle birlikte ana dili İngilizce olan insanlarla görüntülü konuşabileceğiniz programları kullanarak yurt dışı dil okulu tecrübesini bir nebze yaşayabileceğinizi düşünüyorum.

Unutulmamalıdır ki dil öğrenmek bir süreç ve yaşayan bir olgu. Bir dili mükemmel olarak konuşabilmek çok uzun süre alıyor ve yurtdışı eğitimi için gerekli olan IELTS ve TOELF sınavları bu açıdan kesinlikle bir ölçü değil. Yurtdışında eğitimi aklınıza koyduysanız alacağınız sınavı iyi anlamak, buna göre çalışmak ve bunun yanında yeni bir dil öğrenirken kendinizi geliştirmenin verdiği mutluluğun farkında olmak bu zorlu süreci kısaltacaktır. Yeterli puanı alamazsanız bile başvurmayı düşündüğünüz üniversitelerin eğer hazırlık kursları (pre-sessional courses) varsa ve şartlarını sağlıyorsanız bunlara başvurmayı da düşünebilirsiniz. Bu kurslardan faydalanan ve İngilizce yazma becerilerinin geliştiğini söyleyen birçok arkadaşım oldu. Bu kursların üniversite seviyesinde akademik bir şekilde verildiği ve eğitim alacağınız üniversiteyi keşfetme fırsatı tanıdığı gözönünde bulundurulduğunda, sözünü ettiğim hazırlık kurslarına gitmek de sizin açınızdan doğru bir karar olabilir.

llm

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.