16 Kasım 2021 Salı
Kimden: AYÇA AKKAYAN YILDIRIM
Tarih : 16 Kasım 2021
Kime : Genç Hukukçu
Konu : TAVSİYE MEKTUPLARINA İLİŞKİN İKİ ÖNEMLİ HUSUS: İÇERİĞİ VE KİMİN YAZACAĞI

Hukuk alanında uluslararası nitelikteki lisansüstü bir programa yapacağınız başvuru, kabul komitesinin sizi hem öğrenci hem de birey olarak değerlendirebilmesine imkân sağlayacak içerikte olmalıdır.

Tavsiye mektupları, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ile İngiltere’deki programlara yapacağınız başvurular bakımından söz konusu içeriğin düşünüldüğünden de önemli bir parçasını teşkil eder.

Çeşitli vesilelerle fikirlerini alma fırsatı bulduğum birçok uluslararası program direktörünün not dökümleri (transkript) ve tavsiye mektupları ikilisine ortak yaklaşımını mealen aktarayım: “Adayın lisans not dökümü ile sınıf ortalamasındaki yeri hukuk fakültesindeki akademik yükü sırtlayabilme kapasitesini gösterir; tavsiye mektupları ise başvurucuyu seçici kurulun gözünde canlandırmaya yarayan en özel ve önemli araçlardır.

Üzerinde mutabık kalınan bu özelliğine ve önemine binaen, yeni bir başvuru sezonunun açılmış olmasını da fırsat bilerek, bu kez tavsiye mektuplarına iki farklı açıdan daha yakından bakalım: İçeriği ve yazarı.

İÇERİK NEDEN ÖNEMLİ?

Başvurunuzun bu parçasını elbette siz kaleme almayacaksınız (kesinlikle almamalısınız da!). Bu itibarla, tavsiye mektuplarının nasıl bir format ve içerikte olması gerektiğinin -prensip itibariyle- sizi ilgilendirmediğini, mektubu kaleme alacak kişileri ilgilendirdiğini düşünebilirsiniz.

Ancak ben, başvurunuzun bu parçasını doğrudan etkileyecek ve lisans eğitiminiz sürecinde sizin yönetmeniz gereken hazırlık aşamaları olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak (bkz. 20 Ağustos 2020 tarihli “Güçlü Bir Tavsiye Mektubu Almak Sizin Elinizde” başlıklı paylaşım), mektup içeriğine ilişkin büyük resmi daha detaylı görmenizin önemli olduğunu düşünüyorum. Böylelikle hazırlıklarınızı daha bilinçli şekilde planlayabilirsiniz.

O halde bu paylaşımda hukuk fakültesindeki bir hocanızdan alacağınız tavsiye mektubunun “ideal” temel içeriğinden hareket ederek sizin söz konusu alt yapıyı oluşturma çabanıza biraz daha ışık tutalım.

TAVSİYE MEKTUPLARININ İÇERİĞİNDE NELER OLMALI?

  • DERSE (AKTİF) KATILIM DURUMUNUZ: Tavsiye mektubunda sadece iyi notlar aldığınızın belirtilmesinin hiçbir anlamı yok. Bunlar zaten not dökümünüzde sunuluyor. Mektup içeriğinde not dökümünün tekrarından ziyade, not dökümünün bir tür yorumu yer almalı. Bunu sağlamanın en temel yolu derslere ne şekilde aktif katılım sağladığınızı ve tartışmalarda sınıf arkadaşlarınıza ve diğer görüşlere karşı tutumunuzu yansıtmaktır.
    • ÖĞRENCİ/BAŞVURUCU BAKIMINDAN ANA FİKİR- Derslere hazırlıklı gitmeli ve uygun aktif katılımı sağlamalısınız!
  • DERSE (AKTİF) KATILIM KALİTENİZİN DÜZEYİ: Derse aktif katılım durumunun farklı bir perspektiften değerlendirilmesi gereklidir. Yani önem arz eden sadece derse aktif katılıp katılmadığınız değil, akademik perspektiften değerlendirildiğinde katılım kalitenizin ne düzeyde olduğudur. Peki bu değerlendirmeler mektup içeriğine nasıl yansıtılabilir? Soru ve sorunlara nasıl yaklaştığınız, ne tarz hukuki analiz ve değerlendirmeler yaptığınız, akademik merakınız, nasıl konuştuğunuz, nasıl yazdığınız ile ilgili somut örneklerle desteklenen değerlendirmelere yer verilerek yansıtılabilir.
    • ÖĞRENCİ/BAŞVURUCU BAKIMINDAN ANA FİKİR- Derslere katılım kaliteniz akademik açıdan mümkün olduğunca üst düzeyde olmalı! Bu da daha özenli hazırlığı gerektirir. Soru ve sorunlara yaklaşımınızı, değerlendirmelerinizi, konuşma ve yazma tarzınızı biçimlendirin.

 

  • LİSANS EĞİTİMİNİZ BOYUNCA GÖSTERDİĞİNİZ GELİŞME: Doğrusu kimsenin lisans eğitiminin en başından itibaren her bakımdan mükemmel olabilmesi gerçekçi değil. Bu bağlamda, hukuk öğrencisi olarak zayıf olduğunuz alanların neler olduğunun ve lisans eğitiminiz sürecinde bunları hangi yöntemle ve ne şekilde geliştirdiğinizin gösterilmesi oldukça olumlu katkı sağlar. Bu hususları ise kuşkusuz sizi akademik açıdan iyi tanıyan kişiler değerlendirebilecektir.
    • ÖĞRENCİ/BAŞVURUCU BAKIMINDAN ANA FİKİR- Zayıf olduğunuz yönleri gecikmeksizin ve objektif olarak belirleyin; geliştirmek için de yöntemli şekilde çaba harcayın. Her iki aşamada da hocalarınızdan yardım istemekten çekinmeyin!

 

  • HOCANIZ İLE DERS DIŞI İLETİŞİMİNİZ: Mektubu yazan hocanız ile ders dışında iletişim kurup kurmadığınız, kurduysanız ne şekilde kurduğunuza içerikte yer verilmesi de önemlidir. Görüşme saatlerine gittiniz mi? Bu ziyaretlerinizde hangi çerçevede sorular sordunuz? Anlatılan temel esasları anlamayıp, açıklama/netleştirme mi istediniz yoksa temel esasları özümsemiş olarak daha özellikli hususlara ilişkin sorular mı yönelttiniz? İlginizi çeken bu özel hususlarda okumalar yapabilmek amacıyla ek kaynak yönlendirmesi talep ettiniz mi? Yönlendirmeleri takip edip okumalar yaptıktan sonra tartışmak üzere tekrar hocanızı ziyaret ettiniz mi? Hoca tarafında oluşturulan gönüllü araştırma/çalışma gruplarına katıldınız mı? İşte mektuba gerçek derinliğini kazandıracak olan unsurlar, hocanın bu gibi sorulara vereceği cevaplar çerçevesinde yapacağı değerlendirmeler ve yorumlardır.
    • ÖĞRENCİ/BAŞVURUCU BAKIMINDAN ANA FİKİR- Hocalarınız ile ders dışındaki akademik iletişimi kurma sorumluluğu sizin üzerinizde! Bu kısımdaki soruları hocalarınızla ders dışı akademik iletişim kurmak bakımından örnek bir yapılabilecekler listesi olarak formüle edebilirsiniz.

 

  • AKADEMİK PROGRAMIN ve DERSİN ŞARTLARI: Yukarıdaki değerlendirme ve yorumlar içeriğe yansıtılırken, genel olarak akademik programın ve özelde mektubu yazan hocanın verdiği dersin/derslerin şartları ile özelliklerinin dikkatle belirtilmesi gerektiğini düşünüyorum. 500 kişilik bir sınıfa klasik yöntemle verilen bir dersteki performansa ilişkin yapılan değerlendirmeler ile 30 kişilik ve seminer şeklinde yürütülen bir dersteki performansa ilişkin değerlendirmelerin aynı kefede tutulması takdir edersiniz ki mümkün değil. O halde mektupta değerlendirmelerin ilişkili olduğu dersin ortamı, hangi bağlamda, ne şartlarda yürütüldüğüne de yer verilmeli. Kişisel tecrübeme dayalı olarak şu hususu vurgulamak isterim: Daha az sayıda öğrenci ile yürütülen ve özellikle interaktif metotların kullanıldığı seçimlik derslerde kurulan akademik iletişimin tavsiye mektuplarına yansıması farklı boyutta ve başvurucunun oldukça lehine oluyor.
    • ÖĞRENCİ/BAŞVURUCU BAKIMINDAN ANA FİKİR- Özellikle seçimlik dersler ve ders dışı akademik faaliyetler bakımından isabetli tercihler yapma sorumluluğu sizin üzerinizde! Ders ve aktivite seçimlerinizde kriteriniz kolay geçme olmamalı.

 

  • BAŞVURUCUNUN MESLEKİ PLAN ve HEDEFLERİ: Mektup içeriğinde öğrencinin gelecek planlarına ve mesleki hedeflerine yer verilerek bunların başvurulan programın konusu, kapsamı ve sundukları ile ilişkilendirilmesi başvurucunun lehinedir.
    • ÖĞRENCİ/BAŞVURUCU BAKIMINDAN ANA FİKİR- Hakkınızda tavsiye mektubu yazmasını istediğiniz hocanıza planlarınız ve mesleki hedeflerinizle ilgili gerekli bilgilendirmeyi yapınız. Başvurduğunuz programın kapsamı ve sair özellikleri ile bunların sizin planlarınızla olan ilişkisini de mutlaka açıklayınız.

 

TAVSİYE MEKTUPLARINI KİMLERDEN İSTEMELİSİNİZ?

Bana göre bu sorunun isabetle cevaplanması da başvurucu bakımından çok önemli. Zira bu seçim aslında içeriği de doğrudan etkiliyor.

Öncelikle başvurduğunuz okulun/programın, kaç tane mektup istediğine ve bunların türlerine dikkat etmelisiniz. Genellikle yeni mezunlar bakımından iki adet akademik mektubun varlığı aranıyor. Yani fakültenizde sizi eğitmiş olan iki kişiden mektup almanız bekleniyor. Neden? Zira, netice itibariyle sizin lisansüstü bir akademik programa uygun olup olmadığınız değerlendiriliyor da ondan.

Ancak, özellikle mezuniyetin üzerinden belirli süre geçmiş ise bir adet akademik mektubun yanı sıra profesyonel performansınıza ilişkin mektuplar da kabul edilebiliyor. Bu durumda da profesyonel mektubu yazan kişinin (ki bu kişi genellikle daha kıdemli bir avukat oluyor) yine sizin analitik düşünme, araştırma ve yazma gibi akademik becerilerinizi değerlendirmesi önem arz ediyor.

O halde her durumda esas olan, sizin hakkınızda mektup yazacak kişinin;

  • Sizi akademik becerileriniz açısından belirli düzeyin üzerinde ilk elden tanıyor,
  • Sizi yapmış olduklarınıza dayalı olarak değerlendirebiliyor ve
  • Değerlendirmelerini de somut örneklerle destekleyebiliyor olması.

Akademik mektup söz konusu olduğunda, yazarının dekan, dekan yardımcısı, bölüm ya da anabilim dalı başkanı olmasının herhangi bir ek olumlu etkisi olmadığını hemen vurgulayayım. Gerekli içeriğe sahip olmayan mektuplar, yazarının hangi akademik titre sahip olduğundan ya da hangi üst düzey idari görevi yürütüyor olduğundan bağımsız olarak aynı etkisizlikte!

    • ÖĞRENCİ/BAŞVURUCU BAKIMINDAN ANA FİKİR- BİR TAVSİYE MEKTUNUN ETKİLEYİCİ OLMASI KİM TARAFINDAN İMZALANDIĞINA DEĞİL DOĞRU İÇERİKTE KALEME ALINMIŞ OLMASINA BAĞLI! HAKKINIZDA TAVSİYE MEKTUBU YAZMASINI KİMDEN İSTEYECEĞİNİZİ BU ESASI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK BELİRLEMELİSİNİZ.

Demek ki anahtar, tavsiye mektubuna gerekli içeriği sağlayabilecek kişiyi seçmekte. Doğru kişi, pratik çalışmalarda, farazi dava yarışmaları ya da kulüp aktiviteleri gibi ders dışı etkinliklerde veya gönüllü araştırma projelerinde sizin akademik performansınızı yakından gözlemleyebilmiş doktora öğrencisi bir asistan da olabilir. Tekrar vurgulayalım, anahtar, ders içi ve ders dışı akademik ilişkileri kurabilmiş ve sürdürebilmiş olmak.

    • ÖĞRENCİ/BAŞVURUCU BAKIMINDAN ANA FİKİR- İLERİYİ DÜŞÜNÜN, AKADEMİK İLİŞKİLERİNİZİ BİLİNÇLİ OLARAK KURUN ve SÜRDÜRÜN!

Örneğin, Borçlar Hukuku Genel Hükümler dersini aldığınız hocanızdan bir de seçimlik ders alabilir misiniz? Görüşme saatlerine hazırlıklı şekilde giderek varsa sorularınızı yöneltebilir, ek yönlendirmelerden faydalanmak istediğinizi hocanıza/öğretim elemanına gösterebilir misiniz? (Unutmayın, ilginizi söz ile söylemenizin pek bir anlamı yok; yönlendirmelere hazır olduğunuzu akademik yaklaşımınızla da göstermelisiniz.) Hocanın araştırma vs. akademik faaliyetlerinde gönüllü ve sürdürülebilir olarak ve elbette ciddiyetle çalışma yapabilir misiniz?

Bu gibi akademik ilişkilerin kurulmasının bazı fakültelerin şartlarında daha zor, bazılarında ise biraz daha kolay olduğunu biliyorum. Ancak bu sizin ileriye yönelik planlama yapmanızın önünde bir engel teşkil etmemeli. Somut şartları en iyi şekilde değerlendirerek verdiğim örnekler bağlamında kendi yollarınızı kendiniz açabilirsiniz.

 

Sözün özü, tavsiye mektubu talep etmeden önce kendinize şu soruyu sorun: Bu kişi beni akademik anlamda yeterince iyi tanıyor mu? Cevabınız olumsuzsa, gereken içeriği haiz olacak bir tavsiye mektubu yazılması da mümkün olmayacaktır.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.