Yurtdışındaki eğitim ve araştırma kurumlarına çeşitli düzeylerde yaptığım başvurularımda, beni akademik çerçevede tanıyan (Türk, Amerikalı ve Alman) hocalarımdan tavsiye mektubu aldım. Yine akademik çerçevede tanıdığım öğrencilerimin (genellikle) yurtdışındaki akademik kurum ve kuruluşlara yaptıkları başvurulara ilişkin olarak da birçok tavsiye mektubu yazdım. Hem hakkında mektup yazılan başvurucu olarak hem de mektubun yazarı olarak edindiğim tecrübelerim ile sair gözlemlerim bana, tavsiye mektuplarının başvuru süreçlerinde ne derece etkili ve değerli olabildiğini; bu etki ve değer anlaşılmadan kaleme alınanların ise başvurular bakımından ne derece yıkıcı olabildiğini öğretti.