Doktora tezini yazma sürecinde araştırmalarının bir kısmını Amerika Birleşik Devletleri’nde (“ABD”) bulunan bir üniversitede yürütmeyi planlayan genç hukukçu araştırmacılardan (“başvurucu”) birçok soru alıyorum. Bu soruları dikkate alarak, visiting scholar/visiting researcher başvurularında (“başvuru”) izlenebilecek bir yol haritası paylaşıyorum.
YOLA ÇIKARKEN
Başvurularda genel olarak hangi alanda çalışılmak istenildiğinden daha detaylı belirlemeler yaparak yola çıkmak ve ciddi bir ön hazırlık/araştırma dönemi geçirmek gerekiyor. Diğer taraftan özellikle ABD-J1 (exchange visitor) vizelerinin verilmesi giderek zorlaştığı için, hukuk fakültelerinin de seçim kriterlerini ağırlaştırma eğiliminde olduklarını gözlemliyorum. Ayrıca, ev sahibi (host) fakültelerin hocaları da iş yükleri arttıkça çalışmalarına sponsor (supervisor değil!) olacakları ziyaretçi araştırmacıları kabul etmede daha seçici hale geliyorlar. Zira olay fakülteden alınacak bir davet (kabul) mektubuyla bitmiyor, çoğu kez sponsor hoca ile çeşitli şekillerde ortak çalışma yapmanız da gerekebiliyor.
Sözün özü, esas olan birinin sizi tavsiye etmesi değil, profesyonel birikiminizi örnek çalışmalarınızla da (katkı sağladığınız uyuşmazlık süreçleri, yayın, sunum vs. ile) destekleyerek kendinizi kabul ettirebilmeniz. Doktora çalışmanızın konusunu, araştırma yöntemini ve nihai hedefinizi anlatabilmeniz de aynı çerçevede değerlendirilmeli. Bunu sağlamanın yolu da isabetli bir başvuru stratejisi ile uygun hazırlıktan geçiyor.
NASIL BİR BAKIŞ AÇISI, NASIL BİR PLAN?
Kişisel tecrübelerim ile eski öğrencilerimin çeşitli aşamalarda yapmış oldukları ve olumlu sonuçlanan başvurularını göz önünde bulundurarak, söz konusu hazırlık aşamasını NASIL BİR BAKIŞ AÇISIYLA ve NASIL BİR PLAN ÇERÇEVESİNDE yürütmenin uygun olacağını özetlemeye çalışayım:
İlk olarak, hangi konuda hangi sebeple/sebeplerle çalışmak istiyorsunuz, spesifik olarak neyi/neleri araştıracaksınız, araştırma sorularınız nelerdir, bunların aydınlatılmasında etkin rol oynayacak ne tarz ve kapsamda kaynaklara erişmeyi amaçlıyorsunuz ve ortaya koymayı planladığınız nihai akademik ürün nedir sorularının cevaplarını, sizin ve çalışmanızın neden farklı ve özel olduğunu ortaya koyacak kadar somut ve gerekçeli, ancak aynı zamanda da öz olarak ortaya koyabilmeniz gerekiyor. Araştırma sorularınız ve hedeflerinizi belirlerken ulusal değil global günceli yakalayabilmeniz de son derece önemli. Ayrıca burada bir parantez açarak, “kaynak” ile sadece basılı ya da elektronik eserler ile kararları kastetmediğimin, size yol göstererek araştırma sorularınızı aydınlatmanıza katkı sağlayacak, bilgi ve görgünüzü arttıracak her tür vasıtanın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmek isterim. (Bu tespiti üçüncü adımla birlikte ele almalısınız!)
Çalışma yöntemine ilişkin önemli bir vurguyu da yapmadan geçmeyelim: Özellikle ABD’de gelinen nokta itibariyle saf doktrinel çalışmalardan ziyade veriye ve karşılaştırmaya dayalı ampirik çalışmalar (empirical legal research) ilgi çekiyor. Bu çerçevedeki temel araştırma kılavuzlarını (Stanford Law, University of Chicago Law, Texas Law gibi fakültelerin kütüphanelerince derlenen “Empirical Legal Research Resources and Strategies” vb. kılavuzları) inceleyerek, bunların araştırma yöntemlerine yaklaşımlarından ve sistematiklerinden yararlanmanızı öneririm. Yine bu gibi kılavuzlarda listelerini bulabileceğiniz ampirik hukuk araştırmalarına yer veren süreli ve elektronik yayınları tarayarak hukuk araştırmalarının ne kadar farklı yapılandırılabildiğinin örneklerini de görebilirsiniz.
Bana göre ikinci adım beraberce değerlendirilmesi gereken iki kısımdan oluşuyor: Araştırmanın hangi okulda/fakültede yapılmasının hedeflendiği ve orada kiminle/hangi hocayla çalışılmak istendiği. O halde ABD’de hangi eyalette, hangi üniversiteye ve fakülteye gidilmek istendiği de oldukça önemli. Kaynakları ile akademik ve sosyal olanakları belirli seviyenin üzerinde olan bir fakülteye kabul edilmek zorlu olmakla birlikte amaca uygun olacağı tartışmasız. Zira ziyaretçi araştırmacı olarak bulunulan süreçte fakültedeki belirli akademik faaliyetlerde yer alabilmek, belirli derslere (özel izinle) girebilmek, seminer ve konferanslara katılabilmek gibi avantajlardan da yararlanmak mümkün olabiliyor.
İkinci adımın bu iki kısmının ayrıntılı gerekçelerini belirlemek aslında başvurucunun kendi “ÖYKÜSÜNÜ” oluşturmasıyla beraberce düşünülmeli. Zira, ancak bu şekilde hangi hocaların araştırma/proje hedeflerinize katkı sağlayabileceğini, size akademik anlamda ne şekilde yol gösterebileceğini gerçekçi olarak tespit edebilirsiniz. Hocaların yayınlarını ve verdiği dersleri takip ederek farklı okullardan birkaç aday belirledikten sonra kendileriyle fakülte e-posta adreslerinden doğrudan bağlantıya geçmek en ideal yollardan biri. Bu e-postanın gövde metninde başvurucunun kendini kısaca tanıtıp, amacını net olarak ortaya koyarak ulaştığı akademisyenden de hangi çerçevede akademik destek istediğini belirtmesi uygun olacaktır. Genel geçer ifadeler yerine hitap edilen akademisyenin hangi çalışması/çalışmalarının başvurucuyu etkilediği ve/veya yönlendirdiğinin örneklenmesine de dikkat edilmeli. BU METİN DİKKAT ÇEKİCİ, KISA ÖZ OLMALI! E-Postanın ekinde de CV (üzerinde ciddi çalışılmalı!), bir ya da iki İngilizce yayın (uygulamada hazırlanmış memorandumlar, bilgi notları, rapor özetleri, yapılmış sunumlar vb. de dahil) örneğini ve çalışma planının (araştırma sorularının da vurgulandığı) özetini paylaşmak uygun bir başlangıç olabilir. İlk izlenimin olumlu olması halinde artık genelde zoom üzerinden daha detaylı bir görüşme yapılıyor.
Nihayet üçüncü adımda araştırmanın/çalışmanın neden online databaseler kullanılarak yürütülmesinin yeterli olmayacağı, bu tecrübeyi kişisel olarak yaşamanın başvurucuya nasıl katkı yapacağı gibi hususların da belirlenmesi ve sunulması gerekiyor. Bu adımı da iki yönlü düşünmek lazım. Hedeflenen fakültenin/hocanın başvurucuya katkılarının yanı sıra başvurucunun o akademik ortama nasıl katkı verebileceğinin vurgulanabilmesi de çok önemli olan ve kabul edilme şansını oldukça arttıran bir unsur. Bu hususları e-mail gövde metninde kısaca vurgulayarak, planlanacak bir “zoom meeting”de ayrıntıların paylaşılabileceğinin ifade edilmesi başvurucunun bu anlamdaki farkındalığını ortaya koymak bakımından uygun bir strateji olabilir.
Bazı fakültelerin tavsiye mektubu da aradıklarını ekleyeyim. Bu mektupların genel geçer ifadeler içeren sıradan mektuplar olmaması gerekiyor. 20 Ağustos 2020 tarihli “Güçlü Bir Tavsiye Mektubu Almak Sizin Elinizde” başlıklı ve 16 Kasım 2021 tarihli “Tavsiye Mektuplarına İlişkin İki Önemli Husus: İçeriği ve Kimin Yazacağı” başlıklı paylaşımlarımı bu çerçevede beraberce değerlendirmenizi öneririm. Başvurucuyu kendi beyanları dışında anlatma şansı iyi kullanıldığında yukarıda sözünü ettiğim “ÖYKÜNÜN” tamamlanmış olacağı gözden kaçırılmamalı.
SON SÖZ: ARAŞTIRMA KONUNUZU GÜNCEL (ULUSAL ve GLOBAL) HUKUKİ İHTİYAÇLARI GÖZETEREK, PROBLEM ÇÖZMEYE ODAKLI SEÇEBİLMENİZ, ARAŞTIRMA SORULARINIZA ODAKLI ÇALIŞMA PLANI HAZIRLAYABİLMENİZ, UYGUN ARAŞTIRMA YÖNTEMİNİ BELİRLEYEBİLMENİZ ve KENDİNİZİ PROFESYONEL ÇERÇEVEDE DENGELİ, UYGUN ŞEKİLDE LANSE EDEBİLMENİZ (TOOTING YOUR OWN HORN) KOLAY DEĞİL, ANCAK DAVET (KABUL) ALABİLMENİZİN ANAHTARLARI!