11 Ocak 2022 Salı
Kimden: AYÇA AKKAYAN YILDIRIM & CANSU YİTMEN
Tarih : 11 Ocak 2022
Kime : Genç Hukukçu
Konu : TIBBİ CİHAZ SEKTÖRÜNDE ÇALIŞAN DONANIMLI ve BAŞARILI BİR IN-HOUSE AVUKAT İLE SÖYLEŞİ – I. BÖLÜM

Bu söyleşinin konuğu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2007-08 dönemi Borçlar Hukuku Özel Hükümler dersinden sevgili öğrencim ve çok değerli meslektaşım Av. Cansu Yitmen’e, in-house avukatlık ile ilgili sorularımı yanıtladığı için içtenlikle teşekkür ederim. Ayça Akkayan Yıldırım

 

Hangi pozisyonda ve ne kadar süredir çalışıyorsunuz?

Son 1 yıldır B. Braun Türkiye Şirketlerinin Hukuk ve Uyum Müdürü olarak çalışıyorum. Bunun öncesinde 8 sene çalıştığım Prysmian’da görevimi Kıdemli Şirket Avukatı olarak yürütüyordum.

 

Şirketlerin hukuk birimlerinde genellikle nasıl bir iç yapılanma oluyor?

Şirketlerin büyüklüklerine, holding olarak yapılanıp yapılanmamalarına göre hukuk birimlerinin iç yapılanması farklılık arz edebiliyor.  Kendi deneyimimden yola çıkarak söyleyebilirim ki, genelde şirket hukuk departmanları, şirketin içerisindeki diğer merkezi destek fonksiyonlarına göre daha az kadroyla çalışıyorlar. Holding yapılanması olan şirketlerde ise daha kalabalık ekipler görebiliyoruz. Bu ekiplerin başındaki yöneticiler, Yönetim Kurulu üyesi rolü de söz konusu olmak üzere Şirketin üst yönetiminin bir parçası olurken, meslektaşlarımız kıdemlerine göre operatif, ticari ve yönetsel süreçlerde görev üstleniyor. Ancak iç yapılanmadaki hiyerarşinin daha ziyade özlük ve yan haklar bakımından bir derecelendirme sistemine göre şekillendiğini, üstlenilen sorumluluk düzeyinin kişinin kariyerini daha çok belirlediğini söyleyebilirim. Global firmalarda Hukuk Departmanı organizasyonel anlamda lokal yönetimin dışında global merkez hukuk departmanlarına da bağlı ve onlarla birlikte çalışıyorlar.

 

Hangi hukuk alanlarında mesleki faaliyet gösteriyorsunuz?

Şirketler Hukuku, Borçlar Hukuku (Sözleşme Hukuku), Sermaye Piyasası Mevzuatı, Vergi Hukuku, Kamu İhale Hukuku ve İş Hukuku alanlarında yoğun faaliyet gösterdiğimi söyleyebilirim. Zaman zaman ve konuların değindiği ölçüde İcra İflas Kanunu düzenlemeleri de odağımda oldu. Aslında mesleğimin başından beri faaliyetlerimi hukuk alanı özelinde sınıflamakta zorlandığımı itiraf etmeliyim. Bu zorlanmamın aslında basit bir açıklaması var. Bir şirket avukatı olarak, temelde verdiğim önleyici hukuk ve müşavirlik hizmetinin, konuya özel olmakla birlikte bütüncül bir bakış açısını yansıtması gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple önüme gelen somut olayın dokunduğu tüm hukuk alanlarında çalışarak ilerliyorum.

 

İç hukuk birimlerinin şirketin finansal birimleri ile birlikte çalışmaları söz konusu mu? Nasıl?

Elbette, hatta finans biriminin çok ciddi bir destekçisi ve yol arkadaşı olduğumuzu söyleyebilirim.  Öncelikle tahsilat rizikosunu yönetirken, yani teminat mekanizmasının kurulmasında ve yönetiminde çok yakın bir teşriki mesai harcıyoruz. Finansman yapısına göre müşterilerin sunabildiği teminat araçlarının hukuki koruma düzeyini net biçimde aktararak karar mekanizmasına yön veriyoruz. Şirketin bütçe dengesinin doğru yönetilmesi adına, şirketin dava ve icra dosyası portföyünün rakamsal karşılıklarının doğru ve ihtiyatlı biçimde hesaplanarak raporlanması da ortak çalışma başlıkları arasında. Bu noktada bağımsız denetim firmaları ile de mesaimiz oluyor. Şirketin finansman kaynaklarının yönetiminde de ciddi biçimde hukuki danışmanlık hizmeti gerekebiliyor. Örneğin banka kredi sözleşmelerinin incelenmesi, sermaye artırım süreçleri, alacakların yapılandırılması vb.

 

In-house avukatın finansal anlamda bilgi ve birikim sahibi olması ne derece önemli?  

Son derece önemli olduğunu söylemeliyim. Bilanço ve gelir tablosu okumayı bilmek, şirketin mali dengelerini bu tablolardan izleyebilmek, daha spesifik bir konuya değinecek olursak şüpheli alacaklar hesabının nasıl bir mekanizma ile çalıştığından haberdar olmak önemli. Genel Kurul gündem maddesinde genelde tek cümle ile yer alan “yıllık faaliyet raporunun ve mali tabloların okunması ve onaylanması” bir şirket avukatı için gündem maddesinden çok daha fazla anlam taşımalı diye düşünüyorum. Genç meslektaşlara halka açık şirketlerin Kamuyu Aydınlatma Platformunda yayınladıkları faaliyet raporlarını okumalarını tavsiye edebilirim. Oldukça aydınlatıcı ve öğretici olacaktır.

 

Çalıştığınız sektörü dikkate aldığınızda başka hangi yan alanlardaki birikimin/donanımın mesleki faaliyetleriniz bakımından önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

Son 1 yıldır tıbbi cihaz sektöründe çalışıyorum. Bu sektörde en büyük alıcının kamu olması münasebetiyle Kamu İhale Mevzuatı hakkında birikim ve donanım daha fazla önem kazanıyor. Öte yandan Tıbbi Cihaz Sektörünün kapsamı bakımından Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun web sitesinden ulaşabileceğiniz sair mevzuat ve ikincil düzenlemeler de günlük faaliyetlerimin odağında. Örneğin Tıbbi Cihaz Satış, Tanıtım ve Reklam Yönetmeliği üzerine bir club-house söyleşimiz olmuştu.

 

Tipik bir iş gününüzü kısaca anlatabilir misiniz?

Oldukça farklı başlık ve konularla dolu bir iş listem olduğunu söyleyebilirim. Sabah saatlerinde daha ziyade operatif ve yönetsel işlere vakit ayırarak güne başlıyorum. Operatiften kastım; örneğin neticelenen bir davaya konu kararın ilgili birim ve üst yönetime raporlanması, hüküm fıkrasının gereklerinin takip edilmesi ya da açılacak bir itirazı iptali davasında kullanılacak cari hesap ekstresinin finanstan talep edilmesi gibi mail yazışmalarını gerçekleştiriyorum. Öğlen saatlerine doğru farklı toplantı gündemleri yoksa öncelik verdiğim sözleşme inceleme ve/veya hazırlama çalışmalarına odaklanmayı tercih ediyorum. İlerleyen saatlerde maillerdeki farklı konularda gelen danışmanlık sorularını yanıtlamaya ve delege edebileceğim işleri belirlemeye ayırmaya çalışıyorum. Proje dönemlerinde günün belli saatlerini proje adımlarının takip edilmesine ayırıyorum. Ancak günün herhangi bir “t” anında iş akışınız kontrol dışı değişebiliyor. Bu durumda da farklı konulara hızlı bir geçişle ve layıkıyla konsantre olmaya çalışıyorsunuz. Bu da in-house’ların iş akışında sıklıkla meydana gelen bir durum.

 

İşiniz ile ilgili olarak en sevdiğiniz kısım nedir?

Alınacak idari ya da operatif kararların doğru zeminde, bilinçli bir risk değerlendirmesi ile alınmasını sağlamak işimin en keyif aldığım yönü. Hukukçu olmanın öğrettiği analiz metodolojilerini ve uzmanlığı, “sorun önleyici” ve “çözüm üreten” bir mekanizma olarak işletmek, katkı sağladığımı hissettiriyor. Bir de oldukça kompleks konuları olabildiğince anlaşılır ve net kılmak için bir nevi Türkçeden Türkçeye tercüme yapıyor olmayı hep çok sevmişimdir.

 

İşiniz ile ilgili olarak en az sevdiğiniz kısım nedir?

Sorulan sorulara ya da iletilen taleplere dair yaptığım dönüşe harcanan emek ve zamanın azımsandığını gördüğüm zamanlarda motivasyonumu bir parça kaybettiğimi söyleyebilirim. Çağımızın hızı ve dinamikleri hukuk öğretisinin hak ettiği zaman ve emeği sürekli biçimde zorluyor.

 

Etki ve sonuçlarından ötürü özel olarak önem verdiğiniz örnek bir dava var mı?

Aslında şirket avukatı olarak çok fazla ve farklı dava ve uyuşmazlık türünden ziyade şirkete özel dersler çıkartmanızı sağlayan daha sınırlı sayıda dava takibi yapıyoruz ancak bu noktada şirketin iç işleyişini bilmenin getirdiği avantajı kullanarak süreç takibi yapılması gerektiğine inanıyorum. Dava süreci size önleyici hukuk faaliyetleri başlığında yapacaklarınız konusunda çok büyük katkı sağlıyor. Kendi tecrübemde önemli olarak anımsadığım birkaç dava oldu diyebilirim. Halka açık şirkette Genel Kurul süreci sonrası özel denetçi tayini talepli açılan bir dava ilk aklıma gelenlerden. Azınlık haklarının nasıl ve ne şekilde yönetilmesi gerektiğine dair çok önemli dersler çıkarmıştık. Bir diğeri de bayilerden birisinin başlattığı iflas erteleme davasıdır. İlk ara kararda ihtiyati hacizlerin tedbir kapsamında yer almaması sonrası ciddi bir tahsilat yapılmasını sağlamıştık. İşe iade davalarında verilen kararların doğru anlaşılmasının da fesih ve fesih öncesi insan kaynakları süreçlerinin iş hukuku bağlamında doğru yönetilmesi adına çok önemli olduğunu düşünürüm.

 

Zorlu bir hukuki sorun ve/veya dava söz konusu olduğunda nasıl bir hazırlık süreci izliyorsunuz?

Öncelikle konuya dair bilgi sahibi olan tüm taraflardan olabildiğince efektif biçimde edinebildiğim tüm bilgileri edinir, somut sorunu ya da uyuşmazlık konusunu en doğru biçimde tespit etmeye çalışırım. Çözüm üretmeye başlamadan önce sorunu doğru anladığınızdan emin olmak önemli. Sonrasında kendi bilgi ve tecrübemde bu sorun ya da dava nereye oturuyor bunun üzerine düşünürüm. Geçmiş tecrübelerimin üzerinden geçtikten sonra daha önceden bilip bilmediğime ve kaç defa okuduğuma bakmaksızın ilgili kanun maddelerini okur, güncel içtihat araştırması yaparım. Konu özelinde detayda odaklanılması ve öncelik verilmesi gereken hususlarda literatür araştırmanın yanı sıra ihtiyaçlar doğrultusunda odaklandığım kritik unsurlarla ilgili ikinci görüş alarak ilerlerim.

 

Dışardan hukuki servis alıyor musunuz? Alıyorsanız ne tarz bir yapılanma çerçevesinde ve hangi tür işlerde?

Farklı hukuk bürolarından farklı hukuki alanlarda danışmanlık alıyoruz. Daha ziyade operatif destek ya da ikincil görüş almak üzerine bir mekanizma işletiyorum. Bir de tabi dava ve icra takibi noktasında dışarıdan hukuk hizmeti almak şart.

 

Yabancı dil yeterliliği in-house avukatların mesleki faaliyetler bakımından ne derecede önemli? Kendi çalışmalarınız özelinde yabancı dilde yürütmekte olduğunuz mesleki faaliyetlerden bahsedebilir misiniz?

Son derece önemli olduğu kesin, hatta global firmalarda şirket avukatlığı kariyeri için olmazsa olmaz diyebilirim. Her şeyden önce global dünyanın bir parçası olan ülkemizde de faaliyet gösteren birçok şirketin birçok ticari partneri yabancı. Dolayısı ile İngilizce akdedilen sözleşmelerin sayısı oldukça fazla.  Öte yandan global yapılanması bulunan şirketlerde üst düzey yöneticiler, yönetim kurulu üyeleri de yabancı olabildiği gibi; hukuk departmanları organizasyonel olarak global merkez hukuk departmanına bağlı olarak çalıştığından, İngilizce dilinde konuşabilmek ve raporlama yapabilmek gerekiyor. Yönetim Kurulu, Genel Kurul kararları, vekaletnameler gibi kurumsal dokümanların İngilizce dilinde de hazırlanması ve onay sürecinde yine İngilizce raporlama yapılması elzem. Yabancı müşterilerle imzalanacak sözleşmelerin yazılı ve sözlü müzakereleri de İngilizce yürütülüyor ve ne kadar iyi konuşursanız o kadar kendiniz olabiliyorsunuz. Dil bariyerini bu anlamda en baştan kaldırmak iyi bir hukukçunun kendine verebileceği en büyük armağanlardan biri kanaatimce.  Daha öğrenci iken kurumsal şirketlerde üst düzey yöneticilik tecrübesi olan bir kuzenim farklı dillere enerji harcamaktansa İngilizceyi tam anlamı ile çözmenin öneminden bahsetmişti. Kendi deneyimimde de bunu tecrübe ettiğimi söyleyebilirim. İsveçli ve İtalyan CEO ve CFO’larla, şimdi de Alman meslektaşlarımla çalışıyorum ve iyi bir İngilizce seviyesi bana hep yardımcı oldu. Artık dijitalleşen dünyada Sözleşme Yönetimi üzerine kullanılan yazılımların orijinal dili de İngilizce.

 

DEVAM EDECEK…

1 Yorum

  1. Ayşe Erdeviren dedi ki:

    Sorunçözme aşamaları çok kapsamlı ve başarı payı yüksek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.