16 Ocak 2021 Cumartesi
Kimden: AYÇA AKKAYAN YILDIRIM
Tarih : 16 Ocak 2021
Kime : Genç Hukukçu
Konu : ULUSLARARASI TİCARİ SÖZLEŞMELERDE SÖZLEŞME DİLİ OLARAK İNGİLİZCE KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN DİL ve YORUM SORUNLARI”NI SAYIN HOCAM PROF. DR. HALÛK BURCUOĞLU’NA ARMAĞAN’DA DEĞERLENDİRDİM

Hocalarımız için çıkarılan Armağan kitapları, hocalarımızın yayın yoluyla anılması, onlara olan saygı ve hürmetin bu suretle sunulması anlamını taşır. Armağanların başlangıç kısmında, armağan edilen hocanın akademik kişiliğine yer verilir. Ayrıca hoca ile çalışma fırsatı bulmuş meslektaşlarının hoca ile ilgili anıları da genellikle yine başlangıç kısmında paylaşılır. Armağan kitabının ana çatısını ise armağan çıkarılan hocaya olan saygı ve sevgilerini bilimsel bir yayında tecessüm ettirmek isteyenlerin makaleleri teşkil eder.

Hukuk fakültesi hocaları için çıkarılan armağanlarla ilk olarak hukuk öğrenciliğim sırasında tanıştım. O dönemlerden beri bilimsel içeriğin yanı sıra armağanlarda yer alan anıları da büyük bir ilgiyle takip ettiğimi ve onlardan derinden etkilendiğimi söyleyebilirim. Armağan sayfalarına yansıyan anılar, kendisinden ders aldığınız ya da kendisini şahsen tanıma şansı elde ettiğiniz değerli hocaları daha iyi tanıyabilme, kendisinden ders alma ya da kendisini şahsen tanıma şansı elde edemediğiniz değerli hocalarla ise yayın üzerinden tanışabilme fırsatı yaratır. Aynı zamanda da, hocaların birbirinden değerli eserlerini farklı bir gözle okuyabilmenin kapılarını aralar. Asistan olduktan sonra birçok değerli hocamız için çıkarılan armağana katkıda bulunma şansı elde ettim. Her biri benim için çok anlamlıydı.

Bu paylaşımın başlığını oluşturan konuya ilişkin naçizane değerlendirmemi ise, hukuk fakültesinde öğretim görevinin sadece teorik bilginin aktarılmasından ibaret olmadığını ve hukuk bilgisini yöntemli olarak uygulayabilmenin önemini bizlere öğretmiş olan, usta bir hukukçu, akademisyen ve uygulamacı olmasının yanı sıra iyi insan olarak da hepimize örnek teşkil eden, doktora tez danışmanım ve Sevgili Hocam Prof. Dr. Halûk Burcuoğlu onuruna Filiz Kitabevi’nden çıkarılan Armağan’da, Sevgili Halûk Hocam’a olan saygı, sevgi ve şükran hislerimi bir nebze olsun gösterebilmek amacıyla kaleme aldım.

Armağan Halûk Hocamıza, mevcut pandemi koşulları sebebiyle Zoom üzerinden önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek bir toplantıyla takdim edilecek.  Tüm hayatımızı derinden etkileyen ve değiştiren bu zorlu dönemde iki ciltlik böyle değerli bir eserin ortaya çıkmasını sağlayan, bizlere de Halûk Hocamıza saygı ve sevgimizi sunabilme fırsatı veren Sayın Hocam Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir ile Kıymetli Dostum Prof. Dr. Azra Arkan Serim’e bu vesileyle tekrar şükranlarımı sunarım.

İngilizce, globalleşen dünyadaki ticari ilişkiler alanındaki hakimiyetine paralel olarak, hukuki iletişim ve hukuki işlemler bakımından da ortak dil (lingua franca) haline gelmiştir. İngilizce’nin ortak hukuk dili olarak kullanımının yaygınlaşması, aynı zamanda Roma ve Cermen Hukuklarının etkisini taşıyan hukuklarda Anglo-Amerikan hukuki düşünme ve yaklaşım tarzını da (özellikle sözleşme hukuku gibi alanlarda) etkinleştirmeye başlamıştır. Netice itibariyle, günümüzdeki gelişmeler ile pratik düşünceler uyarınca, İngilizce uluslararası ticari sözleşmelerde ortak dil olarak benimsenmiştir ve Common Law tarzı standart sözleşme örnekleri de uygulamada (bazen bilinçli olarak, bazen ise farkında dahi olmadan) sıklıkla kullanılmaktadır. Sözleşme dilinin belirlenmesinin ne derece önemli olduğunu ve dil ile yorum sorunlarının iç içeliğini 26 Kasım 2020 tarihli paylaşımımda vurgulamış, genel bir perspektiften ele almıştım. Şimdi İngilizce dili ve Common law sözleşme örnekleri özelinde ilerleyelim.

Çeşitli vesilelerle de vurgulamaya çalıştığım üzere, farklı hukuk kültürleri ve hukuk dilleri, tarihi temellere de dayanan bu farklılıklarını sözleşme hazırlama tarz ve tekniklerine de yansıtmıştır. Bunun bir sonucu olarak Common Law hukuk sistemlerindeki sözleşmeler geleneksel olarak daha uzun ve Roma ve Cermen Hukuklarının etkisini taşıyan hukuklardaki yaklaşımdan farklı olarak çok daha kapsamlıdır. Bir başka ifadeyle hem ifa hem de ifa etmeme bakımından hakların, borçların, sorumlulukların kelimesi kelimesine tanımlanması amacıyla hazırlanan ve genellikle hukuki, idari, teknik ve ticari tüm detayları içermek üzere yapılandırılan sözleşmelerdir. Bu farkın temel sebeplerinden bir tanesi Common Law ve Roma Cermen Hukuklarının etkisi altındaki sistemlerde hukukun kaynaklarının ve kanunlaştırma hareketlerindeki yaklaşımın farklı olmasıdır. Örneğin, Türk Borçlar Kanunu’nda birçok yedek hukuk kuralı bulunmaktadır. Sözleşmenin taraflarınca aksi kararlaştırılabilen, fakat taraflarca düzenlenmeyen hususlarda da tamamlayıcı yani sözleşmedeki boşluğu doldurucu rol oynayabilen bu tamamlayıcı hukuk kaidelerinin varlığı sözleşmelerin kapsamının belirlenmesindeki eğilimde kuşkusuz etkili olmaktadır. Netice itibariyle Common Law tarzı sözleşmelerin yazılış/yapılandırılış tarzındaki bu karmaşık ve aşırı detaycı yaklaşım, belirsizlik, muğlaklık ve yanlış yorumlama sıkıntılarını da beraberinde getirebilmektedir.

Common Law tarzı sözleşmelerin bir diğer ayırıcı özelliği, “boilerplate clauses” ya da “boilerplates” denilen standart hükümlere yer vermeleridir. Sözleşmeye uygulanacak hukukun seçimi (choice of law), sözleşme dili (language), başvurulacak yargı merciinin seçimi (jurisdiction), mücbir sebepler (force majeure), sözleşmenin bütünlüğü (entire agreement) vb. klozlar sözleşmelerde sıklıkla yer verilen örnek (şablon) düzenlemelerden bazılarıdır. Bu tip standart klozların, özel olarak müzakereye konu edilmeksizin sözleşme metinlerine entegre edildikleri bilinmektedir. Ancak uyuşmazlık halinde özellikle yorum kaynaklı sorunlara da yine bu doğrudan entegrasyon sebep olabilmektedir.

Bilindiği üzere, sözleşme taraflarının irade açıklamalarının yorumundan doğan uyuşmazlıklar ile sözleşmedeki belirsizliklerin ve boşlukların doldurulması bakımından ortaya çıkan uyuşmazlıklar sözleşmenin yorumuna ilişkin uyuşmazlıklar olup, sözleşmelerden doğan yorum sorunları esasa uygulanacak hukukun yorum ilkeleri çerçevesinde çözümlenir. Bu çerçevede, uluslararası ticari sözleşmelerin genellikle İngilizce olarak ve Common Law sözleşme tarzının etkisiyle hazırlandıkları dikkate alındığında, uygulanacak hukukun Common Law sistemine dâhil olmayan bir ülke hukuku olduğu durumlarda sözleşme düzenlemelerinin dili ve tarzı ile sözleşmenin yorumunda uygulanacak hukuk arasında uyumsuzluk oluşma ihtimali de oldukça yüksektir. Zira, aynı tarz sözleşme düzenlemelerinin farklı hukuklarda farklı şekillerde yorumlanması mümkündür.

Prof. Dr. Halûk Burcuoğlu’na Armağan’da yer alan makalemde, yukarıda vurguladığım İngilizce dilinin ve Common Law sözleşme örneklerinin kullanılmasından kaynaklanabilecek sözleşme dili/tarzı – uygulanacak hukuk uyumsuzluklarının hem sözleşmenin hazırlanması hem de sözleşmenin akdi sonrasında uyuşmazlık çıkması aşamalarında kendilerini nasıl gösterdiklerini uygulamadan somut örnek de vererek ortaya koymaya ve büyük resme ilişkin Türk Hukuku ve hukukçusu özelinde bir değerlendirme yapmaya çalıştım.

Değerlendirmelerimin, uluslararası sözleşmeler ile ilişkili mesleki faaliyetlerde bulunurken sözleşme dili olarak İngilizce kullanımından kaynaklanan dil ve yorum sorunlarına ilişkin farkındalığını arttırmak ve sözü edilen sorunları azaltmaya yönelik önerileri takip etmek isteyenler için yol gösterici olmasını dilerim.

(Çalışmanın tam metni için bkz. Ayça Akkayan Yıldırım, “Uluslararası Ticari Sözleşmelerde Sözleşme Dili Olarak İngilizce Kullanımından Kaynaklanan Dil ve Yorum Sorunlarına İlişkin Bir Değerlendirme”, Prof. Dr. Halûk Burcuoğlu’na Armağan, Cilt I, Filiz Kitabevi, İstanbul 2020, s. 57 vd.)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.