23 Nisan 2024 Salı
Kimden: AYÇA AKKAYAN YILDIRIM
Tarih : 23 Nisan 2024
Kime : Genç Hukukçu
Konu : PROJENİN 4. YAŞINDA 2024 PANORAMASI

BAŞLARKEN
ŞARTLAR VE İHTİYAÇLAR HIZLA DEĞİŞİYOR
MESLEKİ SINIRLAR BULANIKLAŞIYOR ve KARŞILAŞILAN SORUNLAR KARMAŞIKLAŞIYOR
POTANSİYEL DANIŞANLARA/MÜVEKKİLLERE ULAŞMANIN YOLLARI DA DEĞİŞİYOR
YAŞANAN DEĞİŞİMLER HUKUKÇULARIN SAHİP OLMASI GEREKEN DONANIMI DA ETKİLEYİP ŞEKİLLENDİRİYOR
HUKUK EĞİTİMİ DE (YAYGIN OLMAMAKLA VE YAVAŞ OLMAKLA BİRLİKTE) DEĞİŞİYOR
YETENEK EVRENSEL ANCAK FIRSATLAR DEĞİL!
HAYALLERE DEĞİL VİZYONA SAHİP OLMAK İÇİN PANORAMA RESMİNE BAKMANIZ ŞART

 

BAŞLARKEN

Yapay zekanın hukukçuluğu nasıl etkileyeceği tartışıladursun, ekonomik faktörlerin ve nüfus hareketlerinin devlet politikalarını yönlendirmesine, jeopolitik meselelerden bunlar kaynaklı siyasi tutumların ticari ilişkiler üzerindeki etkilerine, çevrenin sürdürebilir korunmasından buna aykırılıklardan kaynaklanan sorumluluklara, uluslararası şirketlerdeki pay sahipliği durumlarından tedarik zincirinin idaresinde söz sahipliğine kadar son derece geniş yelpazedeki sayısız sorun biz hukukçuların önüne gelmeye devam ediyor.

Hukuki hizmetler piyasası ve aktörleri, belki de hiç olmadığı kadar hızlı bir değişim ve yoğun etkileşim ile karşı karşıya. Günden güne, danışanlar ile müvekkillerin gözetmesi ve uyması gereken, onların iş ve işlemlerini etkileyen kurallar/düzenlemeler katlanarak artıyor. Biz hukukçulardan da ulusal/uluslararası piyasalardaki değişime ve etkileşime uyum sağlamamız ve çoğu kez hem ülkelerin hem de hukukun sınırlarını aşan karmaşık, uluslararası ve hatta disiplinler arası problemlere çözüm bulmamız bekleniyor. Dile kolay!

 

  ŞARTLAR VE İHTİYAÇLAR HIZLA DEĞİŞİYOR

Hukuk fakültesine adım attığımdan bu yana geçen 30 yılı aşkın süreçte hem mesleki yönlenme/şekillenme hem de meslekte karşılaşılanlar bakımından önemli değişiklikler olduğu tartışmasız. Örneğin benim fakülteden mezun olduğum dönemde kariyer anlamında izlenebilecek yollar hem sınırlı sayıdaydı hem de bunların sınırları oldukça belirliydi.  Aynı zamanda globalleşme, teknoloji ya da uluslararası iş birliği ve rekabet meslekteki etkisini bu derece göstermemiş, genel anlamda sorunlar ile çözüme odaklı mesleki hizmetler bu denli çeşitlenip renklenmemişti.

Zaman içinde globalleşme ivme kazandı, 2010’lu yıllardaki kredi hacmindeki artışa paralel olarak hem ulusal hem de uluslararası arenada birleşmeler/devralmalar ile uluslararası yatırımlara ilişkin sair corporate uygulamalar altın çağlarını yaşadı. Ve elbette bu döneme hazırlıklı, bu işleri yönetebilecek donanımda giren hukukçular da… Derken, hukuki hizmet taleplerinin çoğunluğunun uyuşmazlık yönetimi (dava/tahkim), alacak tahsili ve iflas yönetimi uygulamalarına yöneldiği dönem geldi. Hukukçuların istihdamı da elbette bu değişiklikten çeşitli boyutlarda etkilendi.

Günümüzde, dünyanın dört bir yanındaki hukuk profesyonelleri mahkeme süreçlerine alternatifler geliştirilmesine odaklanan ve yeni uyuşmazlık çözüm sistemleri sunan organizasyonların bir şekilde parçası olmak için çaba gösteriyor. Farklı tahkim merkezleri arasındaki dostane rekabet! devam ederken, bu alternatif uyuşmazlık çözüm organlarının dava yönetimine ilişkin performansları ile hakem atama işlevlerinin verimi/kalitesi hukukçular ve müvekkillerce tecrübe edilip! karşılaştırılmaya devam ediliyor. Uluslararası faaliyet gösteren akademisyenler ve uygulamacılar, teorik bazda common law-civil law ayırımını tartışmayı da artık geride bırakmış durumdalar. Şimdilerde, uygulamada yaşananlar çerçevesinde şekillenen pratik tartışmalar moda. Örneğin, tüm yakınlaşma ve ortak bir noktada birleşme iddialarına rağmen aslında pek çok bakımdan farklılıklar arz eden uluslararası tahkim rejimlerinin kendilerine has özellikleri derinlemesine irdeleniyor ve bu özelliklerin uyuşmazlık yönetim süreçlerine farklı açılardan ne gibi etkileri olduğu tartışılıyor. Diğer bir perspektiften ise, uluslararası tahkimde çoğulculuk ve farklı hukuk kültürlerinin birlikte iş yapmak ve sonuçlandırmak için ortaya koydukları ortak irade ve güç lanse ediliyor. “Hakem bağımsızlığı”nın gerçek! anlamını ortaya koymaya yönelik teoriler ile tahkimde “tarafların hakem ataması” yönündeki uygulamanın yapısal artı ve eksilerine ilişkin farklı görüşler, zihinleri meşgul etmeye devam ediyor. Ticari tahkimde taraflarca hakem atanması uygulamasının kaldırılmasına ya da yatırım tahkimindeki benzer uygulamanın tamamen kalıcı bir uluslararası yatırım mahkemesiyle değiştirilmesine yönelik reformist öneriler de yine gündemde.

Diğer taraftan yeni aktörlerin global pazara farklı boyutlarda katılma hevesini ve bunların uluslararası hukuki hizmetler piyasasına muhtemel etkilerini de ilgiyle izliyoruz. Güncel bir örnek olarak, Suudi Arabistan’daki Vision 2030 reform planı çerçevesinde gerçekleştirilen kanunlaştırma hareketlerini ve bunun uluslararasılaşmaya açık (daha öngörülebilir ve işlem güvenliği daha yüksek) bir pazar yaratarak global sermayenin bölgeye akışını sağlayacağı yönündeki yorumları gösterebiliriz. Yeni yasalaşma bir başlangıç olmakla ve kat edilecek daha çok yol olduğu vurgulanmakla birlikte, bu gelişmeler, hukuk piyasasında da daha fazla potansiyel rekabet olarak değerlendiriliyor. Yatırım akışı, bölgede daha fazla uluslararası hukuk firmasının varlık göstermesinin ve beraberinde de bu çerçeveye (dil ve kültür yönetimi açılarından da) uygun global istihdamın yolunu açabilecek.

Sözün özü, ulusal ve uluslararası piyasalardaki her tür gelişme, değişiklik ve bunlara paralel ihtiyaçlar her dönemde hukuki hizmet taleplerini ve dolayısıyla hukukçuları etkiledi, etkilemeye de devam ediyor. Mesleki anlamda söz konusu gelişme, değişiklik ve ihtiyaçların farkındalığıyla ve bunlara uygun şekilde yönlendirilen ve/veya hazırlanan genç hukukçular da hep avantajlı oldu; bugün de öyleler, yarın da öyle olacaklar.

 

MESLEKİ SINIRLAR BULANIKLAŞIYOR ve
KARŞILAŞILAN SORUNLAR KARMAŞIKLAŞIYOR

Danışanların/müvekkillerin ihtiyaçlarının zaman içinde nasıl değiştiğine gelince: Özellikle yabancılık unsuru içeren ticari ilişkiler bağlamında bugün karşılaşılan çoğu sorunun saf hukuki problemlerden ibaret olmadığını, aynı şekilde ihtiyaç duyulan çözümlerin de yine salt hukuki çerçevede kal(a)madığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Günümüzde, bu arenadaki temel hedef, çoğu zaman hem farklı disiplinlerde hem de farklı yargı yetki alanlarında yetkin profesyonellerin bir ekip olarak çalışarak;

  • Öncelikle, danışların/müvekkillerin karşı karşıya kaldıkları sorunu/sorunları anlamalarına,
  • Devamında, yollarına (işlerine) devam edebilmeleri için başvurabilecekleri potansiyel çözümleri/ihtimalleri belirleyerek bunları ticari boyutu da dahil çeşitli açılardan analiz edebilmelerine,
  • Neticede de seçilen çözümün etkili şekilde uygulanabilmesine yardımcı ve aracı olabilmek.

İlişki karmaşası ve disiplinler arası etkileşim ile ne kastettiğimi bir örnekle somutlaştırmaya çalışayım: Bir Türk şirket ile bir Rus şirket arasındaki enerji satın alınması temalı ticari ilişkinin taşıma ayağını üstlenen bir başka Rus şirketin faaliyetlerinin Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Rusya-Ukrayna savaşı çerçevesinde yürürlüğe koyduğu müeyyidelerden ne düzeyde etkilendiği, enerjiyi satın alan konumdaki Türk şirketin bu etkilerden doğrudan ya da dolaylı olarak nasıl etkilenebileceği ve hem enerji temalı ana ticari ilişkisini hem de bağlı taşıma ilişkisini ne çerçevede ve nasıl revize etmesi gerekebileceği gündeme geldiğinde, danışanınız/müvekkiliniz olan Türk şirketin ve dolayısıyla hukukçu olarak sizin karşınızdaki sorunun her açıdan kompleks ve disiplinler arası olduğu sanıyorum tartışmasız.

Sözün özü, günümüzde çoğu ilişki de ilişkilerden kaynaklanan ya da onları etkileyen sorunlar da hem kompleks hem de disiplinler arası nitelik arz ediyor; bunları göğüsleyebilecek hukukçuların da şüphesiz uygun bakış açısı ve donanıma sahip olması gerekiyor.

 

POTANSİYEL DANIŞANLARA/MÜVEKKİLLERE ULAŞMANIN YOLLARI DA DEĞİŞİYOR

Değişen bir başka şey daha var: Hukukçulara ulaşma yolları ve yönlendirme yöntemleri. Profesyonellere eş dost tavsiyesiyle ulaşma dönemi kapanmak üzere. Hukuk bürolarının ve avukatların uluslararası çapta değerlendirilip derecelendirildiği ve listelendiği bağımsız platformlar (legal market research/lawyer listing companies) bir süredir rağbet görüyor. Bu tarz özel kuruluşların yanı sıra barolar da artık bu anlamda adımlar atıyorlar. Örneğin, benim de mensubu olduğum District of Columbia (D.C.) Barosu 1 Mayıs 2024 tarihi itibariyle ücret mukabilinde özel bir üyelik gerektiren yapay zekâ destekli bir avukat tavsiye platformu (Lawyer Referral ServiceLRS) devreye sokacağını açıkladı. En yüksek teknolojiyi kullanacak olan LRS, üye avukatların/hukuk danışmanlarının profilleri ve uzmanlık alanlarıyla eşleşen konularda danışmanlık almak isteyen ve/veya yasal temsil arayan kimseleri ilgili uzman meslek mensuplarıyla buluşturacak. Bu hizmet, potansiyel danışanlara/müvekkillere ulaşmanın yeni nesil yolu olarak lanse ediliyor. Bu ve benzer tarzdaki tüm gelişmelerin artık uzmanlaşmayı bir zorunluluk haline getirdiğine dikkat!

 

YAŞANAN DEĞİŞİMLER
HUKUKÇULARIN SAHİP OLMASI GEREKEN DONANIMI DA ETKİLEYİP
ŞEKİLLENDİRİYOR

Yukarıda ifade ettiğim yapısal değişimlerin uzmanlaşmayı zorunlu kıldığı ve aynı zamanda birçok durumda sadece hukuki perspektiften değerlendirme yapmanın da artık yetmediği bir çağdayız. Büyük resimdeki iç ve dış, hukuki ve hukuk dışı problemler örgüleriyle bunların muhtemel etkilerini görüp yorumlayabilecek vizyon ile donanıma sahip olmanın global düzeydeki profesyonel rekabetin ön şartlarından olduğunu da söyleyebiliriz. Teknolojiden en üst düzeyde yararlanabilmenin önemini vurgulamaya ise gerek bile duymuyorum. Hukukçulara özel yapılandırılmış bazı yapay zekâ uygulamaları baş döndürücü işlevleri haizler. (Örneğin, lansmanı yeni yapılan Spellbook isimli yapay zekâ uygulamasının özellikle sözleşmelerin analizi ve yönetiminde çığır açacağı iddia ediliyor.) Teknolojik gelişmelerin zaman içinde çeşitli rutin işleri devralmasıyla birlikte sosyal becerilerin daha da değerli hale geleceğini ve ancak bu anlamda gelişmiş becerileri haiz hukukçuların fark yaratacağını da öngörebiliriz.

 

HUKUK EĞİTİMİ DE
(YAYGIN OLMAMAKLA VE YAVAŞ OLMAKLA BİRLİKTE)
DEĞİŞİYOR

Global ekonomide ortaya çıkması muhtemel yeni politikalar ve uygulamalarla başa çıkabilecek hukukçular yetiştirme gerekliliğinin farkında olan Çin’den Hindistan’a ABD’den Hollanda’ya kadar dünyanın çeşitli yerlerindeki bazı hukuk fakültelerinin özellikle son on yılda önemli bir dönüşüm sürecinden geçtiklerini de vurgulamak isterim. Hem yenilik yapmaya açık ve buna istekli hem de uygun kaynaklara sahip bu fakülteler, öğrencilerini mezuniyet sonrası global kariyerlere daha iyi hazırlayabilmek için kendi gerçekliklerine ve öğrencilerinin altyapı ile ihtiyaçlarına uygun yepyeni uygulamalar hayata geçiriyorlar, klasik müfredatın dışında ufuk açıcı pek çok konuda dersler, inovatif uygulama çalışmaları ve geniş yelpazede seminerler sunuyorlar.

Örneğin ABD’deki belli başlı hukuk fakülteleri, sağlam bir temele ve bunun üzerine belirli alanda derinlemesine hukuk bilgisine sahip olan, aynı zamanda diğer profesyonellerle iş birliği yapmaya ve karmaşık sorunları çözmeye olanak tanıyacak geniş bir yelpazede mesleki beceri ve yeterlilikleri de haiz hukukçular (T-shaped lawyer) yetiştirme amacına uygun şekilde müfredatlarını/uygulamalarını revize etmiş durumdalar. Öğrencilerin, kültürel ve sair farklılıkları yönetme, etkili iletişimi ve müzakereleri yürütme becerilerinin gelişmesi üzerinde de hassasiyetle duruluyor. Bazı fakültelerde kurulan enstitüler aracılığıyla “uzmanlaşma”nın bir aşama daha ileri taşındığını da söyleyebiliriz. Uluslararası ticaret hukuku genel şemsiyesi altında daha spesifik bir bölgeye ilişkin (Çin bu anlamda popüler bir pazar) iş ilişkileri ve ticaretin yönetiminde uzmanlaşmaya yönlendirecek seçenekler (dil+kültür+ticari uygulama+hukuk aşinalığı kombinasyonları) sunuluyor. Bu gibi kombinasyonların sadece ilgili bölgeye/pazara ilişkin dil yeterliliği ve kültür birikimi” olan yani uygun alt yapıya sahip öğrencilere (genç hukukçulara) hitap ettiği gerçeğine de dikkat çekmek isterim.

Çin ve bazı Avrupa ülkelerindeki bir takım yenilikçi fakültelerin ise “T-shaped lawyer” yetiştirme vizyonuna ek bir hedefleri daha olduğunu söyleyebilirim. Mezunlarının, uluslararası ölçekte dominant olan Amerikan ve İngiliz hukuk bürolarıyla (ve hukukçularıyla) rekabet edebilmelerini sağlayacak donanımda yetişmelerini sağlamak. Bu amaçla, özellikle İngilizce dil becerilerini ve common law birikimini üst düzeye taşımayı hedefleyen yenilikçi programlar yapılandırıyorlar. Bu çerçevede Amerikan tipi JD ile ulusal hukuk derecesinin harmanlandığı çift derece/diploma veren (dual degree) programlara rastlamak da mümkün.

Elbette dünyanın pek çok yerindeki sayısız hukuk fakültesinin vizyon ve kaynakları böylesi bir hukuk eğitimi reformu yapmaya yetmiyor. Bu durumdaki hukuk fakültelerinden mezun olan ve global rekabet şanslarını arttırmak isteyen bir kısım genç hukukçunun ABD’de ya da Avrupa’da lisans üstü eğitim (genellikle LL.M.) yapmak sonra da kendilerine çeşitli staj fırsatları yaratmak üzere planlama yaptıkları da malum.

YETENEK EVRENSEL ANCAK FIRSATLAR DEĞİL!

Prensip itibariyle yaratıcı ve yetenekli insanların her yerde olduğunu ve ancak gelişme fırsatlarının ise her yerde aynı olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu bakımdan, gelecek vaat eden genç hukukçuların kapasite ve yeteneklerini göz önünde bulundurarak şekillenmelerine katkıda bulunacak fırsatlarla buluşmalarını sağlamanın ve gerçek potansiyellerini ortaya çıkaracak tarzda gelişimlerini destekleyebilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Genç hukukçuların, ulusal ve uluslararası değişim ve gelişmelerle ilgili bilgi ve görgülerini arttırmak, kendilerini bekleyen global düzeydeki rekabetçi ortamı ve akranlarının profesyonel geleceklerine nasıl hazırlandıklarını anladıklarından emin olmak gerekiyor. Bu bağlamda farkındalık yaratmayı hedefleyen Genç Hukukçuyu E-Postalar projesinin dört senelik yolculuğunda bu vizyonuna katkıda bulunan tüm konuk yazarlara içtenlikle bir kez daha teşekkür ediyorum. Atılan tohumların yeşereceğine inanıyorum.

 

HAYALLERE DEĞİL VİZYONA SAHİP OLMAK İÇİN
PANORAMA RESMİNE BAKMANIZ ŞART

Potansiyel mesleki performansınızı şimdiden değerlendiremeseniz bile mesleki hazırlığınızı akranlarınızın (potansiyel rakiplerinizin) hazırlık ve donanma süreçleriyle karşılaştırarak mesleki eğitiminizi ve profesyonel planlamanızı şekillendirebilirsiniz. Bu analiz, ulusal ve uluslararası hukuki hizmetler piyasasına ilişkin bir anlayış da gerektirdiğinden, bu yazıda günümüzden bir panorama vermeyi amaçladım. Bu panorama resminde elbette kendi gözlem ve tecrübelerimden süzülenleri betimledim. İlgi ve uzmanlık alanları ile birikimlerdeki farklılıkların farklı yansımaları olabileceğini not düşmek isterim. Ancak, hukuki hizmetler piyasasının şartlarının ve ihtiyaçların evrim geçirdiği, hukukçuların karşılaştıkları sorunların giderek karmaşıklaştığı ve entegre çözümlere gerek duyulduğu ve nihayet tüm bu yaşananların günümüzde ihtiyaç duyulan hukukçu formasyonunu da şekillendirmekte olduğu gerçekleri değişmeyecektir.

Hukuki hizmetler piyasasındaki değişiklik ve ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde profesyonel hayata hazırlanan avantajlı global genç hukukçulardan biri olmayı hedefliyorsanız panorama resmine bu perspektiften tekrar tekrar bakmanızı, vurgulanan değişim ile dönüşümü etüt etmenizi öneririm. Size farklı ortamlarda sunulan bireysel deneyim ve başarı hikayelerini de yine bu geniş görünüşle birlikte değerlendirmeye özen gösterin.

Yazılı ve sözlü olarak kaliteli iletişim kurabilmenin, ayrıntıya odaklanarak sıradan kimselerin görmediğini görebilmenin, önüne gelen bilgiyi gerektiği gibi analiz ederek ilgili keşif ve araştırma sürecini planlı şekilde yürütebilmenin ve her bakımdan organize olabilmenin eskiden olduğu gibi bugün de hukukçular bakımından son derece değerli mesleki beceriler olduğunu unutmayın.

Ancak, ulusal ve uluslararası boyuttaki her tür gelişme, değişme ve ihtiyaçlardan haberdar olmanın gerekliliğini, jeopolitik tercih ve gelişmeleri takip ederek isabetle yorumlayabilmenin önemini, teknolojik gelişmelerin mesleğe etkisini, profesyonel rekabeti her düzeyde izlemenin (akranlardan ve onların yaptıkları mesleki hazırlıklardan haberdar olmanın) katma değerini de göz ardı etmeyin.

Bu son saydıklarım günümüzde bir hukukçunun başarısı bakımından gerekliliği her geçen gün daha da artan ekstra meziyetler. Bunları, hukuk fakültesi öğrenciliğinizden itibaren ilmek ilmek işleyerek, ancak zamanla ve tecrübeyle edinebilirsiniz.    

 

* Global düzeyde rekabet avantajına sahip hukukçu” ile mutlaka yurt dışında mesleki faaliyet göstermeyi değil uluslararası vizyon ve donanıma sahip olmayı kastettiğime ilişkin olarak bkz. 27 Aralık 2022 tarihli, 22 Şubat 2022 tarihli, 20 Ağustos 2021 tarihli, 17 Nisan 2021 tarihli ve 23 Nisan 2020 tarihli paylaşımlar.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir